Türkiye’nin en önemli tarım bölgelerinden biri olan Konya Ovası, son yılların en zorlu dönemlerinden birini yaşıyor. Mevsimsel yağışların giderek azalması, yaz sıcaklarının ortalamanın çok üzerine çıkması ve buharlaşma oranlarının artması, bölgedeki su kaynaklarını hızla tüketiyor. Yüzlerce köy ve tarım arazisini besleyen baraj, göl ve göletlerdeki doluluk oranlarının kritik seviyelere gerilemesi, Konya Ovası’nı çölleşme riskiyle karşı karşıya bırakıyor.
Yeraltı suları kritik seviyenin altına indi
Sonbahar, kış ve ilkbaharda beklenen yağışların gerçekleşmemesi, yaz aylarında su krizini daha da derinleştirdi. Devlet Su İşleri’nin (DSİ) ölçümlerine göre Beyşehir Gölü’nde geçen yıla oranla yüzde 8’lik bir azalma yaşandı ve doluluk oranı yüzde 55’e düştü. Gölün yüzeyini kaplayan su bitkileri, ekosistemin bozulduğunun en somut göstergesi haline geldi. Altınapa ve Bağbaşı barajlarında da su hacmi yüzde 25’e varan oranlarda azaldı.
Yeraltı suyu da uzun süredir ovadaki en büyük sorunlardan biri. Havzada akarsu desteği olmadığı için yağışların düşük seyretmesi, çiftçileri daha fazla yeraltı suyuna yöneltiyor. Ancak yoğun kullanım, bu kaynakların da kritik seviyelerin altına düşmesine yol açtı.
Uzmanlar uyarıyor: “Çölleşmeye adım adım yaklaşıyoruz”
Konya Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fetullah Arık’a göre, sadece Konya’da değil, tüm Türkiye’de yakın tarihin en kurak yazlarından biri yaşanıyor. Arık, “Baraj, göl ve göletlerdeki düşüş tehlikeli boyutlara ulaştı. Bazı noktalarda su seviyesi, oradaki canlı yaşamını dahi destekleyemeyecek düzeye indi” dedi.
Uzmanlar, ovadaki yağışların yıllık ortalama 380–400 milimetre seviyesinden bu yıl 300 milimetrenin altına düştüğünü, 250 milimetre eşiğinin ise çölleşme sınırı olduğunu hatırlatıyor. Bu tablo, bölgenin geleceği için kaygıları artırıyor.
Sıcaklık artışı ovadaki yaşamı zorlaştırıyor
Kuraklık tehlikesine ek olarak sıcaklıkların da giderek yükselmesi, su kayıplarını hızlandırıyor. Uzmanların iklim projeksiyonlarına göre yüzyılın sonuna kadar bölgede ortalama sıcaklıkların 3,5 ila 7 derece arasında artması bekleniyor. Bu artış, yalnızca tarımı değil, insan yaşamını da derinden etkileyecek.
Türkiye’nin tahıl ambarında tehlike çanları
“Türkiye’nin tahıl ambarı” olarak bilinen Konya Ovası, ülkenin buğday, arpa ve şeker pancarı üretiminde kritik öneme sahip. Su kaynaklarındaki azalmanın sürmesi, yalnızca bölge halkını değil, ülke genelindeki gıda güvenliğini de tehdit ediyor. Çiftçiler, artan sulama maliyetleri ve düşen verim nedeniyle büyük bir ekonomik baskı altında.
Gelecek için umut var mı?
Prof. Dr. Arık, ovadaki bu olumsuz tabloya rağmen umutlu olunabilecek bir noktanın bulunduğunu belirtiyor: Eğer yağış rejiminde bir düzelme yaşanırsa, bölge yeniden toparlanma şansı bulabilir. Ancak uzun vadeli senaryolar, daha fazla sıcaklık artışı ve daha az yağış ihtimalini öne çıkarıyor. Bu nedenle uzmanlar, acil önlemler alınmazsa Konya Ovası’nın birkaç on yıl içinde tarımsal üretim kapasitesini büyük ölçüde kaybedebileceğini söylüyor.
Çözüm için ortak akıl şart
Konya Ovası’nın çölleşmeye sürüklenmesini engellemek için yalnızca bölgesel değil, ulusal çapta adımlar atılması gerektiği vurgulanıyor. Su tasarrufu sağlayacak modern sulama tekniklerinin yaygınlaştırılması, kaçak sondajların önlenmesi ve sürdürülebilir tarım politikalarının hayata geçirilmesi, atılması gereken en kritik adımlar arasında.